Bugün geldiğimiz noktada yaptıklarımız, tamamladıklarımızın, o anda
buharlaştığını bilerek, bütün deneyimlerimizin edinimleriyle
yetinemeyeceğimizin bilinci içinde bu çalışmayı sizlerle paylaşıyoruz.
Çalışmalarımızın sonucunda ortaya çıkanlar kadar, o yolda
yaşadıklarımızla da vedalaşıyoruz sonunda. Bu çalışma o zaman
dilimlerinin dondurulmuş halleriyle paylaşımınıza sunuluyor. Temel
tasarım yaklaşımımız; İşvereni yönlendirmede ve tasarım sürecinde
ilk olarak aktarılanları doğru anlamayı önemsiyoruz, sonrasında mekanın
verilerini, işin süresi ve işverenin beklentileri ile buluşması için
çalışmalarımızı başlatıyoruz ancak öyle mekanlar oluyor ki tasarım
sürecinde bize ortak oluyorlar, öyle işverenlerimiz oluyor ki tasarımda
etkili olmak ısrarında olabiliyorlar. Biz ne olursa olsun işverene işin
gereksinimlerini, olması gerekenleri kendi güncel endişelerden uzak
kurgumuzla sunarak paylaşıyoruz. Ancak dayanılmaz bütçesel unsurlar ya
da işin süresi nedeniyle konsepti tamamen ya da kısmen değiştirerek
sonuçlandırıyoruz. Sadece tek bir konuda uzmanlaşmak (alışveriş
merkezi, hastane, konferans salonu vs) istemiyoruz. Ama Türkiye’nin
ekonomik iniş çıkışları, bazı sektörlerin belli zaman dilimlerinde
yaptıkları ataklar bizim projelerimize de yansıdı. 2005 yılında hastane
projelerine başladığımızda işverenin bizim hastane üzerine edinmiş
olduğumuz tek seferlik tecrübeye olan güvenlerini 2009 yılına kadar
yapmış olduğumuz ödüllü projelerimizle boşa çıkarmadık. Yine aynı
şekilde 1996 yılında yaptığımız Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nin iç
mimari projesi bizim için bir ilkti ve uygulaması ile birlikte son
derece sınırlı bir zaman limitinde tamamladığımız bir işti. 17 yıllık
birikimlerimizin ötesinde her zaman ilk olabilecek projelere açığız.